BİNBOĞANIN TÜRKÜSÜDÜR SESİMİZ...
 
  İLETİŞİM
  ANA SAYFA
  YENİYAPAN FORUM
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  YENİYAPAN BAHÇESİ
  TARİHİMİZ
  KÖY KANUNU ve İLGİLİ KANUNLAR
  YENİYAPAN İ.Ö.OKULU
  KÖYÜMÜZDE İLKLER
  YENİYAPAN LÜGATİ
  YENİYAPAN'DA ÖRF-ADET
  YENİYAPAN TANITIMI
  KÖYÜMÜZÜN SORUNLARI
  KÖYÜMÜZDE UYGULANABİLİR PROJELER
  HİLMİ TELCİ ŞİİRLERİ
  KÖYÜMÜZDEN PORTRELER
  E-DEVLET
  ANKET
  CUMHURBAŞKANLARIMIZ
  TELEVİZYON
  YENİ TÜRK LİRASI
  DUA VE AYETLER
  SOSYAL BİLİMLER
  TÜRK'ÜN SESİ
  KOMİK VİDEO
  SPOR HARİKALARI
  SPOR HABERLERİ
  TARİHİ OLAYLAR
  İŞ İLANLARI
  TOP ON
  KÖYÜMÜZ ŞAİRLERİ
  KÖYÜMÜZDEN RESİMLER
  OYUN-EĞLENCE
  MÜZİK KUTUSU
  HABERLER
ANA SAYFA


                                        
                                        



                                                                               http://KENDİ




KÖYÜMÜZDEN BİR PORTRE...
(Onurlu Duruşuyla Dosta Düşmana Örnek Bir Yalnız Adam...)
    

 
YUSUF TELCİ
Göksun Yeniyapan da doğdu.Bu gün bir emekli öğretmen olarak hayatını sürdüren Yusuf Telci kendini şöyle anlatıyor:Köy odasıdır benim ilk mektebim.Orada çektim halk edebiyatının nefesini içime.İlk orada içtim Türk şiirinin şerbetini.
Dadaloğlu’nu, Köroğlu’nu…tanıdım, başkaldırdım, asilendim, efelendim, yiğitlendim.
Kerem’le, Ferhat’la..sevdalandım.
Yunus’la, Karacaoğlan’la…şairlendim.
Yazar diyorlar, şair diyorlar, ne haddime?
Yalnızca bir mesaj vermekti muradım.
Yâr üstüne, diyar üstüne.
Ne gam edemediysem de tarif,
Anlayacaktır, anlayacaktır arif.
Fazla söze gerek yok” diyor Yusuf Telci.
Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Kültür Şubesi Müdürü Ramazan AVCI şairle ilgi yapmış olduğu incelemesinde şunları söylüyor:
“Telci’nin hayat hikâyesi, şiirlerinin kaynağı hakkında ip uçları veriyor.Masalların, hikâyelerin içine doğan; destan, ağıt, şiir dinleye dinleye, okuya okuya ; Karacaoğlan’la şairlenip Kerem’le sevdalanan, Köroğlu’yla yiğitlenen şairin şiirlerine Anadolu kültürünün rengi ve kokusu sinmiştir.
Yusuf Telci’nin , halk kültürünün de kaynağı olan Yunus Emre, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Dede Korkut, Köroğlu gibi güçlü şairlerden etkilendiğini, halk şiirinin sesi ve kültürüyle beslenen şiirlerinde kendine has sağlam bir üslup oluşturduğunu görüyoruz.
Telci, millî duyarlılığı güçlü olan bir şair. Bu konulardaki hassasiyetini coşkun, zaman zaman da taşkın ifadelerle dile getiriyor şiirlerinde:
Aynı candan, aynı kandan milletim
Çekip de köküne bakalım otun
Biz bir millet isek bölünmez bütün
Hele bozgunculuk edene hele.
Telci’nin şiirlerinde genel olarak halk şiirinin şekil özellikleri hâkim. Bu tarz şiirlerin bir kısmı koşma şeklinde, 8’li ve 11’li heceyle yazılmıştır.Bazı şiirleri ise kısa mısralarla ve 5’li ölçüsünden oluşmuştur………”
“BU YÂR, BİZİM DİYÂR” adlı şiir kitabından şiirler sunuyoruz.
 
SELAM 2
Sırma saçlar iplik iplik örülür,
Gelin gelir, hanım kızlar derilir.
Sevgiliye mendil alıp verilir,
Selam Yastıpınar başına selam.

Emeği fazlada nazlı verimi,
Karınca misali tollar ürünü.
Hatice bacımın yemlik dürümü,
Soğan ekmeğine, aşına selam.

Kuşlar selam edin doğduğum yere,
Emmiye, dayıya birde pedere,
Köküç(1) oynadığım kocöz’ün dere,
Kuzgeçe’nin kocataş’na selam.

Kerpiç duvarına, toprak damına,
Pinnik(2) pencereli, laylon camına,
Öpün ellerini benim namıma,
Anamın gözünde yaşına selam.

Başpınar’ın tarak dişi topuna,
Kağnısına, samanına, sapına,
Mıktar Emmi, büyük küçük hepine
Vatanın kurduna, kuşuna selam.

Cennete misaldir, bulunmaz eşin,
İnişine çıkışına Maraş’ın
Meydanlarda karakucak güreşin
Pehlivan gücüne, tuşuna selam

 İmam efendinin siyah kürküne,
Çoban gardaşımın filik(1) börküne
Ağardı saçlarım erdim kırkına,
Belki de bu selam, boşuna selam.

Çalışır, didinir, geçirir yazı,
Düğünler kurulur harmanın tozu
Aşı Garip, Koç Köroğlu, Ayvaz’ı,
Yaşatan hayale, düşüne selam.

Çocukluk sevgilim bilmem nerdeydi?
Tanımadı beni, başını eydi.
Birde kızı varmış, adı neyidi?
Sitemle yıkılan kaşına selam.

Sevgili kızım da, oğlum, candaşım,
İki bacım ile altı gardaşım.
O’na da deyin ki yastık yoldaşım,
Selam Telloğlu’nun eşine selam.

Ey benim milletim! Oğuzlu soyu,
Dostunun kulu da, düşmanın beyi,
Telloğlu’nun uykusuz geceler boyu,
Bu selam düşüne, düşüne selam.

 (1) Köküç: Ucu sivriltilmiş değnek.
(2) Pinnik:Küçük delik, kümes penceresi.
(3) Filik börk:Yumuşak tüyden yapılmış başlık.

 İSTEMEM

Söyleme derdimi, bilmesin âlem,
Bozma hayallerim, bozma istemem.
Kurusun mürekkep, kırılsın kalem,
Selamıma selam yazma, istemem.

Derdime devaydı bahar kokuşun,
Gönlümü fetheder pınar akışın,
Canımı deliyor hançer bakışın,
Yeter gözlerini süzme, istemem.

Lisan olsam, name olsam, dil olsam,
Hasbahçede lâle olsam, gül olsam,
Dikenler içinde bir sümbül olsam,
Konma yaprağıma, tozma istemem.

Bir derde düştüm ki, yaman mı yaman,
Yalvardım, yakardım, diledim aman.
Tren son düdüğü çaldığı zaman,
İstemem, mezarım kazma, istemem.

 DAĞ ÇOCUĞU

Ben bir dağ çocuğuyum
Köylerin birinde.
Yaylı beşiklerde değil,
Asılı büyümüşüm
Ya atın eyerinde,
Ya katır semerinde.
Topraklı belek,
Sargı sömelek.
Sırtında şelek,
Keven güveldek…
Kaderde ortak,
Bu bizim kuşak;
Dağların bedeninde,
Ülkenin her yerinde.
Çarıklar içinde
Köpeme dolak(1)
Şiş çorabım dizleme.
Çerezim tarhana,
Azığım bazlama.
Büyümüşüm bu minval üzre
Kızak kaya, gülle oynaya,
Bakmışım göklerde aynaya,
Kendimi beğenmiş,
Mutlu olmuşum.
Yamaçlarda heykirmiş özgürce,
Sesime düzen vermişim.
Bakir orman ıssızlığında,
Keyfince ağlamışım,
Adak adamış masumca,
Ulu ağaçlara
Çapıt bağlamışım.
Fırtınalar kopmuş içimde
Kimsenin bilmediği.
Paklavı! Yok ki pay umayım,
Ufacık mutluluklarım;
Kenger ışgını, yemlik dürümü…
Serpilmişim,
Beleşten barını, barını.
Hesabetmeden günü,
Dert etmeden yarını.
Bir çakıl taşı derede
Haydi canım sende!
Takım elbise nerede,
Biz nerede?
Öküz tüyünden top yapmış,
Söğüt dalından boru çalmışım.
Deynekten ata binip,
Dedeme naz yapmışım,
Varsa kese bereketi
Beş kuruş,
Boyalı şeker almışım.
Ben bir dağ çocuğuyum,
Köylerin birinde.
Soyum belli, sopum belli.
Ne bileyim ondan evveli?
Yazıyor işte ortasında alnımın,
Tellinin oğlu TELLİ.
Minnetim yok hayata,
Arsa cürmüm
Fazlasıyla ödemişim,
Ödemişim bedeli.

(1)kalınlaştırılmış,kabartılmış yün dokuma.

 YOLDA BİR GÜZEL
Bir güzel rastladı, yol kenarında,
Bu güzelde halı halınca güzel.
Bu güzel her yerde güzeldir ama,
Hele de benimle olunca güzel.

Boyları selvi de, saçları sırma,
Beyaz kollarında sıralı burma.
Kaşları, gözleri anadan sürme,
Azıcık dudağı kalınca güzel.

Bu güzel titretti gönül taşımı,
On dört mü, on beş mi gizler yaşını,
Ne zaman rastlasam yıkar kaşını,
Güzel ama, biraz zalımca güzel.

Ey erenler, aşk halından bilenler!
Sevdiğine kavuşmadan ölenler,
Beyhude sevgiye gönül verenler
Güzel Telloğluna gülünce güzel.

 BİZİM GENÇLER
Vatan için, millet için kaygılı,
Ayyıldızlı bayrağına saygılı.
Merhametli, seviyeli, duygulu
Gönülden gönüle yol bizim gençler.
Savaşta şahin de, barışta çiçek
Dostlara mendi de, düşmana bıçak,
Er meydanında bir karakucak,
Umudum, imanım, şol bizim gençler.
Özlemişler kardeş kardeş barışı,
Nazar nazar, selam selam duruşu.
Ne olursa olsun onun görüşü,
Vatan ağacında, dal bizim gençler.
Öyle bir değer ki yerde kalamaz,
Adı üstünde delikanlı! Duramaz.
Biliriz ki gül dikensiz olamaz,
Yakamızda çiçek, gül bizim gençler.
 BİR GÜZEL
Saçları altın da gözleri badem,
Yanakları ipek, bir sarı çiğdem.
Versinler uğruna, razıyım idam,
Ben gönlümü bir güzele kaptırdım.

Yaratılmış bin ölçülüp, bir biçip,
Bin bir cilve yapar karşıma geçip,
Kaldırır yataktan aklıma düşüp,
Ben gönlümü bir güzele kaptırdım.

Aslı gibi, çatlatıyor Kerem’i,
Gamzeleri kımıldatır yaramı.
Eyvah pek vakitsiz, yaktı çıramı,
Ben gönlümü bir güzele kaptırdım.

Bilmem niçin geldim Firengistan’a?
Bu güzeli sığdıramam destana.
Cazibesi dar geliyor fistana,
Ben gönlümü bir güzele kaptırdım.

 GÖNÜLE SİTEM
Ben neyleyim seni ey deli gönül
Benden haldan üstün hal istiyorsun.
Ne kadar nazlısın, ey yaşlı bülbül?
Vahşi zemheride gül istiyorsun.

Doymuyorsun yayla yayla göçmeye,
Alışmışsın çiçek çiçek uçmaya.
Susayınca bâde diye içmeye,
Anasız kovandan, bal istiyorsun.

Yetinmezsin ekmek ile, tuz ile,
İşin gücün işve ile, naz ile.
Uçam dersin keklik ile, kaz ile,
Serabı görmeden, göl istiyorsun.

İliğe dayandı, yeter bıçağın
Senin sevgi için kaldı mı çağın?
Solmaya yüz tutmuş bile, çiçeğin,
Daha fidan üzre, dal istiyorsun.

Sana dar geliyor bu eski belde,
Arzuna râm için hal mi var bende?
Bir yorgun savaşçı olduğum halde,
Eşkin at üstünde yol istiyorsun.

Ellerin yakamda nazarlık gibi,
Bendeki bu aciz yazarlık gibi,
Kucağın bedava mezarlık gibi,
Kırkına varmadan öl istiyorsun.

 Derde kul eyledin, beni hür iken,
Damla oldun, gözlerimde biriken.
Neden on beşinde kızlar var iken!
Ben gibi-bir köhne dul- istiyosun?

Sende benim gibi döndün deliye,
Bir hayal peşinde, çırpınış, niye?
“Olmaz geleceğe” giden gemiye,
Yelken açtırmaya Yel istiyorsun.

Hançer oldun; yüreğimde, belimde,
Feryat feryat şiir oldun dilimde.
Bir dost! TELLİ kaldı en son elimde,
Onu da kapında kul istiyorsun.

ARZUHAL
Yeminimi içip bayrak üstüne
Ben de bu mesleğe girdim müdürüm.
Bir selam bırakıp dostun dostuna
Köyü çobanlara sordum müdürüm.

Kuşun kanadında mektup bekledim
İkide bir yâr resmini yokladım
Sabır ile günü güne ekledim
Şafağa umutla vardım müdürüm.

Bir vatan, bir ekmek düştüm yollara
Adımı yazdılar kanla duvara
Canımı emanet edip Allah’a
Yaşam savaşını verdim müdürüm.

İhanet etmedim bir kere daha
Hemi vallaha da, hemi billlaha
Elimi sürmedim zalim silaha
Kalemimle karşı durdum müdürüm

Bankaya beş kuruş yatıramadım
Bu ayda eve et, götüremedim
Tatili aklıma getiremedim
Çilenin alâsın gördüm müdürüm.

Tayin zamanında olmadı dayım
Kur’a torbasından bekledim payım
Ömrümü vermişim alacaklıyım
Bir aldıysam yedi, verdim müdürüm.

Telloğluyum damlayım ben deryada
Ne çekmişsem; riyakârdan, riyadan
Sırılsıklam uyanınca rüyadan
Düşümü hayıra yordum müdürüm.

 ŞAMARIN LUTUFTUR
Sen bahçede gül, ben, çölde diken
Ben gözde ima, sen dilde sitem.
Bir umut! Kapına yaklaşmış iken,
Ne lütuf! Şamarla çevirdin beni.

Ne günah işledim, ne ettim kusur?
Günlerim yıl geçer, aylarım asır.
Bir ahu bakışa oldum ki esir,
Kader, fidan gibi devirdin beni.


Yorum ve Görüşleriniz için:zzzemheri@hotmail.com
 

              www.hilmitelci.tr.gg  HİLMİ TELCİ
 
 

Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
 
  KAHRAMANMARAŞ GÜNDEM  
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!  
 

-----KODBUL-----

Safiye Köprüsü'nün kaba inşaatı katkılarınız sayesinde sona ermiştir.

-----Kurban bayramınızı kutlarız.-----

 
ÖĞRENCİ KÖŞEMİZ  
 
DERS İZLE
BAKTUBE.TR.GG MATEMATİK TÜRKÇE FİZİK KİMYA EDEBİYAT TARİH İNKILAP İNGİLİZCE GEOMETRİ BİYOLOJİ MEB AÇIK ÖĞRETİM WEB DERSLERİ SOSYAL BİLGİLER BAĞLAMA DERSİ SATRANÇ DERSİ GİTAR DERSİ

YENİYAPAN KÖYÜ
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol